Sevgili Fındık Dostları herkese selam ve saygılarımı sunuyorum.
Mayıs ayı fındık sektörü için yepyeni başlangıçların olduğu bir ay malumunuz. Çünkü yeni sezon fındıkların dallarda yeşillendiği, büyümeye ve emeklemeye çalıştığı bir ay, onun için fındık özelinde bolluğun ve bereketin ayı benim nazarımda. Fındığın bu aylardaki yeşili ve gelişimi gerçekten izlenmeye değer.
Allah’ın bir lütfu olan fındığımızın ilimiz ve bölgemiz ekonomisindeki yerinin yadsınamayacak önemine binaen bu ayı uzun bir kış döneminden sonra görmeye nasip olmak çok güzel.
Bu güzel başlangıcın yanında artık İlimizi, Bölgemizi ve hatta ülkemizi tehdit eden fındık kokarca zararlısının yapabileceği tahribatları en aza indirgememiz gereken mücadeleler içerisinde olmamız lazım. 300’den fazla ürün çeşidine zararı olan bu istilacı böcekle mücadele de uzun yıllara sâri bir planlama içinde olmamız gerektiği artık bir gerçek.
Türk tarımında bu zamana kadar gördüğümüz en büyük tehlikeyle karşı karşıya olduğumuzu söylesek abartmış olmayız herhalde. Devlet yetkililerimizin önderliğinde bu zararlıyla mücadelede ciddi manada çalışmalar olmakla birlikte hızlı hareket etmemiz gerektiği aşikâr. Planlı ve koordineli bir mücadele içerisinde hep birlikte olmamız gerekiyor. Herkese düşen görevin bir bir sayıldığı bir planlama ve sahada çalışmaya ihtiyaç var aksi halde konuşabileceğimiz artık bir ürünümüz kalmayacak. Dünya’nın iklim değişikliği ile boğuştuğu bir dönemi yaşıyoruz maalesef, inanıyorum ki bundan sonra bu türden felaketleri artık yaşıyor olacağız onun için çok uzun öngörülere ihtiyacımız bulunmakta.
Ülkemizin tarımda tekrar söz sahibi olması için Tarım Sektörüne çok ciddi eğilmesi gerekmekte, Dünya’nın en önemli ve jeopolitik coğrafyasında yaşamanın sorumluluğunu taşıyarak, Türk Tarım Sektörünü, tüm dünya ülkelerindeki tehditlerden ve doğal yaşamın bozulmalarından kaynaklı birçok etkenden koruyarak üretimimizi artırmak, tarımsal refahımızı eski dönemlerdeki o görkemli günlerine dönüştürmemiz lazım.
Ülkemizdeki genç nüfusun tarıma yöneltilmesi ve yönelmesi için uzun yıllık planlamalara ihtiyacımız var, yaşlanan nüfusumuzun yerine yeni çiftçi koyamazsak kendi ülkemizdeki üretim potansiyelini değerlendiremezsek gelecek yılların en büyük korkulu rüyası olan gıdaya erişimde büyük sıkıntılar yaşayabiliriz bence, bu durum savunma sanayinde kendi kendimize yetecek olmak kadar önemli.
Özetle bu sayıda sözlerime son verirken tek bir noktaya dikkat çekmek istedim sevgili fındık dergisi dostları, üreten ve kendi kendine yeten bir Türkiye için tarımda temelden başlayarak yeniliklere ihtiyacımız bulunmakta. Bir sonraki sayıya kadar bereketli ve bol kazançlarınız olması dileğiyle sağlıcakla kalın.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ TARIMIN ÖNEMİNİ ARTIRDI. | |
Hamza BÖLÜK |
Sevgili Fındık Dostları herkese selam ve saygılarımı sunuyorum.
Mayıs ayı fındık sektörü için yepyeni başlangıçların olduğu bir ay malumunuz. Çünkü yeni sezon fındıkların dallarda yeşillendiği, büyümeye ve emeklemeye çalıştığı bir ay, onun için fındık özelinde bolluğun ve bereketin ayı benim nazarımda. Fındığın bu aylardaki yeşili ve gelişimi gerçekten izlenmeye değer.
Allah’ın bir lütfu olan fındığımızın ilimiz ve bölgemiz ekonomisindeki yerinin yadsınamayacak önemine binaen bu ayı uzun bir kış döneminden sonra görmeye nasip olmak çok güzel.
Bu güzel başlangıcın yanında artık İlimizi, Bölgemizi ve hatta ülkemizi tehdit eden fındık kokarca zararlısının yapabileceği tahribatları en aza indirgememiz gereken mücadeleler içerisinde olmamız lazım. 300’den fazla ürün çeşidine zararı olan bu istilacı böcekle mücadele de uzun yıllara sâri bir planlama içinde olmamız gerektiği artık bir gerçek.
Türk tarımında bu zamana kadar gördüğümüz en büyük tehlikeyle karşı karşıya olduğumuzu söylesek abartmış olmayız herhalde. Devlet yetkililerimizin önderliğinde bu zararlıyla mücadelede ciddi manada çalışmalar olmakla birlikte hızlı hareket etmemiz gerektiği aşikâr. Planlı ve koordineli bir mücadele içerisinde hep birlikte olmamız gerekiyor. Herkese düşen görevin bir bir sayıldığı bir planlama ve sahada çalışmaya ihtiyaç var aksi halde konuşabileceğimiz artık bir ürünümüz kalmayacak. Dünya’nın iklim değişikliği ile boğuştuğu bir dönemi yaşıyoruz maalesef, inanıyorum ki bundan sonra bu türden felaketleri artık yaşıyor olacağız onun için çok uzun öngörülere ihtiyacımız bulunmakta.
Ülkemizin tarımda tekrar söz sahibi olması için Tarım Sektörüne çok ciddi eğilmesi gerekmekte, Dünya’nın en önemli ve jeopolitik coğrafyasında yaşamanın sorumluluğunu taşıyarak, Türk Tarım Sektörünü, tüm dünya ülkelerindeki tehditlerden ve doğal yaşamın bozulmalarından kaynaklı birçok etkenden koruyarak üretimimizi artırmak, tarımsal refahımızı eski dönemlerdeki o görkemli günlerine dönüştürmemiz lazım.
Ülkemizdeki genç nüfusun tarıma yöneltilmesi ve yönelmesi için uzun yıllık planlamalara ihtiyacımız var, yaşlanan nüfusumuzun yerine yeni çiftçi koyamazsak kendi ülkemizdeki üretim potansiyelini değerlendiremezsek gelecek yılların en büyük korkulu rüyası olan gıdaya erişimde büyük sıkıntılar yaşayabiliriz bence, bu durum savunma sanayinde kendi kendimize yetecek olmak kadar önemli.
Özetle bu sayıda sözlerime son verirken tek bir noktaya dikkat çekmek istedim sevgili fındık dergisi dostları, üreten ve kendi kendine yeten bir Türkiye için tarımda temelden başlayarak yeniliklere ihtiyacımız bulunmakta. Bir sonraki sayıya kadar bereketli ve bol kazançlarınız olması dileğiyle sağlıcakla kalın.